Avrupa Birliği ülkelerindeki mevcut sera gazı salımının 2030 yılına kadar, 1990 yılındaki seviyenin yüzde 40 altına indirilmesi planlanıyor
2015 yılında Paris’te gerçekleştirilecek 21. Taraflar Konferansında imzalanması planlanan anlaşma ile birlikte karbon emisyonlarında önemli bir azalma sağlanacak
İstanbul – Avrupa Birliği ülkelerindeki mevcut sera gazı salımının 2030 yılına kadar, 1990 yılındaki seviyenin yüzde 40 altına indirilmesi planlanıyor.
İTÜ’nün ev sahipliğinde gerçekleştirilen İstanbul Karbon Zirvesi devam ediyor. Zirvede konuşmacı olarak yer alan OECD İklim Değişikliği Başkanı Anthony Cox, karbon azaltım sistemlerinden biri olan ürün karbon etiketlemesi konusundaki yetersizliklerin altını çizdi.
Teknolojinin hızla ilerlediğini, dolayısıyla var olan kararlarımızı bu değişimi göz önünde bulundurarak yeniden değerlendirmemiz gerektiğini söyleyen Cox, çevreyi daha az kirleten yakıtlara, düşük vergiler uygulanması gerektiğini belirtti.
Cox, “Türkiye’de enerji vergileri genellikle ulaşım sektöründen alınıyor. Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü (OECD) verilerine göre OECD ülkeleri arasında benzindeki tüketim vergisinde yüksek sıralarda bulunuyor” dedi.
İklim Değişikliği ve Temiz Enerji Uzmanı Zsuzsanna Ivanyi da, iklim değişikliği ile mücadelede 2015’te Paris’te gerçekleştirilecek 21. Birleşmiş Milletler (BM) İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi Taraflar Konferansında karara bağlanacak yeni küresel iklim anlaşmasının ekonomik büyümeye katkı sağlayacağını belirtti.
Dünyada artan nüfus oranıyla birlikte, enerji ve doğal kaynaklara olan ihtiyacın giderek arttığını belirten Ivanyi, imzalanacak yeni anlaşmanın tüm dünya ülkelerini kapsamı altına alması gerektiğini belirterek, “Doğal kaynakların sınırlı olması ve mevcut nüfusun artmasıyla beraber bu kaynaklara her zamankinden daha çok ihtiyaç duyulması, küresel bir sorunu beraberinde getiriyor. 2015’te imzalanacak anlaşmayla üzerimize düşen sorumlulukları yeniden gözden geçirmeliyiz” dedi.
-Gelecekteki felaketlerden herkes sorumlu-
Birey olarak herkesin gelecekte yaşanabilecek felaketlerden sorumlu olduğunu dile getiren Ivanyi, yeni anlaşmanın girişimciler ve yatırımcıları motive etmesi gerektiğinin altını çizerek, çok geç olmadan herkesin harekete geçmesi gerektiğini belirtti.
Karbon emisyonunun azaltılması konusunda azimli olmak gerektiğini dile getiren Edinburg Üniversitesi Karbon Yönetimi Başkanı Francisco Ascui ise, bu anlamda ülkelerin politikalarının istikrar ve şeffaflık doğrultusunda ilerlemesi gerektiğini kaydetti.
Ascui, “Karbon emisyonuyla savaşırken uluslararası düzeyde belirtilen standartları kullanmalıyız” dedi.
Avrupa Komisyonu Politika Düzenleyicisi Dimitrios Zevgolis ise, 2015’te imzanalanacak anlaşmaya dikkati çekerek, “2015 anlaşmasıyla birlikte karbon emisyonlarında önemli bir azalma sağlanacak. Ekonomik aktörler bu süreçte aktif rol almalı. Avrupa Birliği’nin karbonla ilgili gelecekte uygulamayı planladığı politikaları dikkate alarak mevcut politikalarımızı sorgulamalıyız ve bu doğrultuda çözümler üretmeliyiz” diye konuştu.
-Hedef 1990’a göre yüzde 40 daha az sera gazı-
İklim değişikliğiyle mücadelede yeni hedefler belirlediklerini belirten Zevgolis, amaçlarının Avrupa Birliği ülkelerindeki mevcut sera gazı salımının 2030 yılına kadar, 1990 yılındaki seviyenin yüzde 40 altına indirilmesi olduğunu kaydetti.
Dünya Bankası’ndan Ayşe Yasemin Örücü ise ülkelerin Dünya Bankası ile birlikte bazı hedefler doğrultusunda çalışmalar yaptıklarını ifade ederek, şunları söyledi:
“Karbon Piyasasına Hazırlık (PMR) 30 ülkeden oluşuyor. Emisyon azaltımıyla sonuçlanacak yapılandırmalara destek vermek çalışmalarımız arasında. Bu anlamda ülkelere mali destek sağlıyoruz. Ülkeler arasında karbon emisyonu konusunda teknik tartışmaların başlaması gerekiyor. Bu tartışmalar deneyim niteliğinde olmalı.”
Örücü, tüm ülkelerin karbon yönetimi konusunda sorunlar yaşadığını ve bu nedenle gerek yapısal gerekse mevzuat anlamında gerekli yapılandırmaların hızlandırılması gerektiğini kaydetti.
Ülkelerin mevcut politikalarının incelenmesi gerektiğini, emisyonların baz seviyelerinin belirlenmesi gerektiğinin altını çizen Örücü, “Yapılan bu çalışmalar ülkelerin yararına olacak. Zarar değil fayda getirecek” dedi.
Karbon emisyonunun gelecek nesiller için büyük bir tehdit haline gelmesi sebebiyle ülkelerin emisyon ticaretine yöneldiklerini belirten Örücü, Çin’in bu konuda diğer ülkelerden bir adım önde olduğunu vurgulayarak, “Bu konuda Çin ulusal bir ticaret emisyon merkezi kurmayı planlıyor. 6 ülkede plato uygulama gerçekleştiriliyor. Çin plato uygulamalarına 2012 yılında başladı. Ancak bu uygulama tam anlamıyla 2016 yılında başlayacak” dedi.